top of page

Yogik Dans®, Sema Bozyel'in kurucu eğitmeni olduğu, yoga düşünce sistemi üzerine kurulu bir dans metodudur. Marka tescilli bu metodu Sema, online grup derslerinde, online özel derslerde, atölye ve inzivalarda  paylaşıyor. 

İlgili blog yazısı:
Yogik Dans® nasıl ortaya çıktı ve neden bu ismi aldı?

 

Yogik Dans®'ın Motivasyonu:

-Dansa yoga ve meditasyon olgusuyla bakmak. 

-Asanadan dansa, teknikten doğaçlamaya yumuşak bir geçiş.

-Ritimler, hareketler ve nefesler arası durakların meditatif farkındalığı.

-Bedeni bir araç olarak değil, yaşamın kendisi olarak algılamak. 

-Duyulara, duygulara, hislere, zihne ve nefese dansla bağlanmak. 

-Bedensel, psikolojik ve duygusal bir dönüşüm pratiği olarak dans etmek.

-Dans eden bedeni bir performans nesnesi olarak değil, varoluşunu ifade eden bir bilinç olarak görmek. 

 

Yogik Dans®'ın 5 Temel Unsuru:

-Köklenme

-Nefes 

-Odaklanma

-Ritim

-İmgeleme
 

''Yoga ve meditasyonla spordan koptuğum, bedenimle ilişkimin zayıfladığı bir dönemde tanıştım. Her geçen gün bedensel duyumlarımı daha çok fark ediyor, ''Şu anda ne hissediyorum?'', ''Bedenimin şu anda neye ihtiyacı var?'' gibi soruları daha hızlı yanıtlıyordum. 

 

5 sene kadar önce yolda yürürken bedenimde neredeyse hiçbir şeyin hareket etmediğini fark ettim. Kalçalarım, omurgam, omuzlarım... Kendimi köşeli, düz ve sabit hissettim. Bilinçli bir şekilde kalçalarımı hareket ettirmeye çalıştığımı ve çok zorlandığımı hatırlıyorum. Eve geldim ve bir müzik açtım.

 

Dans etmek benim çok iyi bildiğim bir şey. Oryantal dansın kültürel bir öge olduğu bir toplumda büyüdüm. Etrafımdaki bütün kadınlar ve bazı cesur erkekler kalçalarını, omurgalarını, ellerini ve kollarını dalgalandırarak, bedenlerini titreterek kutladılar yeni olan her şeyi.

 

Bedenimin ihtiyacı bir süre buydu. Yıllar sonra tekrar kıvrılmaya, dalgalanmaya, ilk defa öğrendiğim biçimiyle dans etmeye başladım.

 

Fakat bu kez farklı olan bazı şeyler vardı. Dansımın şekli bedenimin ihtiyacına yönelikti. Bedenimdeki enerjinin nerede yoğunlaştığının, nefesimin nasıl aktığının, zihnimden geçen düşüncelerin son derece farkındaydım. Bedenimi rahatlatmak ve nefesimi genişletmek için dansıma nefes durakları koyuyor, bir ses çıkarmak istediğimde çıkarıyordum. Ve bedenimin her parçasına bir imge yerleştirerek o imgelerin yardımıyla hareketin tüm olasılıklarını inceliyordum.

 

Bedenim, dans ederken hafızasına kayıtlı tüm deneyimlerle birlikte akmak istemişti. Bütüncül ve bilinçli bir dans akışına bağlanmak ilk anda benim için çok şaşırtıcıydı. Çünkü o zamana kadar dans benim için sadece bir eğlence aracıydı. 

 

Bunca zaman uyguladığım ve hala uygulamaya devam ettiğim yoga, nefes ve meditasyon çalışmaları dansı bambaşka bir bakış açısıyla deneyimlememi sağlamıştı.

 

Günler geçtikçe içimden dışarı akan bu şeyin sınırsızlığını keşfettim. Bu şey, her yeni anda kökünden hiç ayrılmadan farklı meyveler veren bir ağaç gibiydi.

 

Dansın bu dilini başkalarıyla paylaşmaya başladığımda, hareketsiz ve katılaşmış bedenlere, bedenine yabancılaşmış zihinlere nasıl dokunduğuna şahit oldum. Hiç dans etmemiş insanların kendi ritimlerini nasıl bulduklarına ve bunu yaparken nefeslerinin nasıl genişlediğine...

 

Bu metodun yıllar içinde beden dilimi, ses tonumu, kendimi ifade ediş şeklimi, kendi bedenimle ilişkilenme tarzımı nasıl etkilediğini gördüm. Benzer etkileri başkalarında da gözlemledikçe var olduğumu, var olduğumuzu, yaşam dolu olduğumu, yaşam dolu olduğumuzu idrak ediyorum.

 

Bedenin içine yerleşmedikçe dışarıdakine dokunamıyoruz.

 

Bedenin içindeki hayatı hissetmeden dünya hayatını yaşayamıyoruz.

 

Acının içinden geçerken de, sevinci yaşarken de, koparken de, kavuşurken de, kabuklarımızın altından yeniden doğarken de ritimler farklı da olsa müzik var.

 

Müzik, dans olsun. Dans, aşk olsun.''

Sema Bozyel

bottom of page